Kışa hazırlanmanın ve griple savaşmanın yolu güçlü bir bağışıklık sisteminden geçiyor. Vücudunuzu destekleyen zengin, dengeli bir diyetle güçlenmenin önemi burada ortaya çıkıyor. Tabağınıza koyduğunuz her şey sağlığınızı belirler. Doğa, insanın ihtiyaçlarını karşılayan besinleri sunmaktadır, faydalanmak da bize kalır. Nar, kivi, turunçgiller, kereviz, kabak, havuç, kırmızı biber, kırmızı lahana, soğan, sarımsak, ıspanak, pancar, havuç, brokoli, karnabahar düzenli olarak sıkça yenmelidir.

Sarımsak ve soğan besinler arasında doğal antibiyotik olarak geçerler, özellikle kışın daha çok hatta mümkünse her sabah 1 diş sarımsak tüketilmeli. Vücudu temizlemekten ve besin maddelerini kullanmaktan sorumlu olan karaciğer ve bağırsak, adeta bağışıklığın kalesidir. Bu iki organ özel tedavilerle desteklenmelidir. Karaciğer sağlığı için kışa girerken 2 hafta boyunca düzenli olarak 10 dal maydanoz, yarım su bardağı limon suyu ve 1 bardak suyu aç karnına içerek enerjik kalabilirsiniz.

Bağırsak floranızı probiyotiklerle zenginleştirin. Bunun için piyasada bulunan probiyotik takviyeli yoğurtlar, süt ürünleri, müsli, kefir, turşu, geleneksel ev yapımı yoğurtlar, boza, elma sirkesinden yararlanılabilir. Taze veya kuru hurma yiyin. Yağsız protein kaynaklarını seçin. Doymuş yağ oranı düşük, beyaz et, balık, kümes hayvanları, yumurta, baklagiller ve soya fasulyesi tercih edilmelidir.

Kış Ayları İçin Kürler

Sabahları 1 çay kaşığı kestane balını zencefil, tarçın çubukları, kakule ve limon dilimleri ile ılık suda karıştırıp içebilirsiniz. Ayrıca gün içinde 1 tatlı kaşığı zerdeçal, zencefil, ısırgan otu, üzüm çekirdeğini ev yapımı mayalanmış yoğurdun içerisine bir kasede karıştırarak tüketebilirsiniz.

Nezle olunduğunda metabolizma, zayıf bağışıklık sistemiyle savaştığı için yavaşlar ve kendini korumak için su toplar. Bunu önlemek için su ve bitki çaylarını normal zamankinden yarım litre daha fazla içmekte fayda var.

Narenciye, nar, kivi, kırmızı biber ve brokoli, istilacı düşmanlarla savaşan ve diyetinize dahil edilmesi gereken C vitamini kaynaklarıdır. Havuç, kabak, brokoli, domates, ıspanak, yumurta, marul bağışıklık sistemi hücrelerini güçlendiren A vitamini kaynaklarıdır ve E vitamini açısından zengin fındık, badem, yer fıstığı, ceviz, zeytinyağı, hindistancevizi yağı hücre duvarı bariyeri oluşturmalı diyete dahil edilmelidir. Sağlıklı yağlara odaklanılmalı. Yüksek yağlı bir diyetin bağışıklık sistemini zayıflattığı, düşük yağlı bir diyetin ise güçlendirdiği bilinmektedir. Bunun için doğru türde ve miktarda yağ tüketmek gerekmektedir. Trans yağlardan uzak durmalı ve omega 3 eksikliği var ise giderilmelidir. Omega 3 vücut tarafından üretilemediği için dışarıdan alınması gerekir ve ayrıca bağışıklığı güçlendirmede de etkilidir. Haftada 3 kez pişmiş, fırınlanmış, ızgara veya buharda pişirilmiş balıklar derisiz olarak tüketilmelidir.

Salatalarda keten tohumu veya zeytinyağı kullanılabilir. D vitamini enfeksiyonu önlemek için önemlidir. Kışın güneş varken 15 dakikalık yürüyüş yapmalı, kan değerlerine bakıldıktan sonra eksiklik varsa destek alınmalıdır. Kış sebzeleri gaz üretebileceğinden zencefil, rezene, kişniş, kakule çayda veya yemeklerde kullanılmalı. Her gün kalp atışlarını hızlandıracak yürüyüşler yapılmalı.

UNUTMAYIN!

Düzenli olarak egzersiz yapan kişilerde enfeksiyon kapma riski, yapmayanlara göre %25 daha düşüktür. Vücudun savunma sistemini zayıflatan hamur işleri, kızartmalar ve ağır tatlılardan uzak durmalı. Aşırı stres, aşırı içki, sigara, uykusuzluk, yorgunluk, yetersiz güneşlenme ve az hareket de bağışıklığı azaltan faktörlerdir.